2010-12-15

Mingler (1368-1644) Çingler (1644-1911)

Mingler (1368-1644)  Ming dönemi edebiyatı, eskiye tutkun konfuçiusçu edebiyatçıların yetersizliğini, tiyatro ve özellikle de roman alanında verilen yapıtlarla giderdi. Pipa ci (gitar), "Güney tiyatrosu"nun başyapıtıdır. Roman türüne gelince, bu alan o döneme değin kısa ve uzun öykülerle sınırlanmıştı; cılar ile taocular da kendi propagandalarını yapmak için bu türden yararlandılar. Halk öykücüleri ise en çok tarih romanlarına ilgi duydular. Birkaç kez gözden geçirilerek yeniden yayımlanan Uç' ülkenin romanı (Sanguo Ci yanyı) adlı yapıt sayesinde, aşağı sınıflar da Liu Bei, Cugı Li-ang ve Tsao Tsao gibi, Çin tarihinin en ünlü simalarını tanıma fırsatı buldu. Tarihsel gerçeklerden çok, hayal gücüne dayanan Şuihu cuan (Su kıyısında) adlı yapıtta Song döneminin sonlarına doğru Şandong eyaletini haraca kesen bir haydut çetesi anlatılıyordu. Şiyou ci"de (Ba-tı'ya yolculuk) tarihsel gerçeklerden daha da kopuluyor ve doğaüstü olaylar alanına giriliyordu. Cin Ping Mel ise bambaşka bir türü, gerçekçi töre roman geleneğini başlatıyordu. En iyi çin romanlarından biri olan bu yapıtta, dönemin kokuşmuş bazı memurlarının tutumları tüm çıplaklığı ile ortaya konmaktaydı.

Yüenler (1280-1368)

Yüen döneminde, yeni bir tür gelişti: tiyatro. Antikçağ'dan beri güçlü bir biçimde varlığını sürdüren tiyatronun kökenlerini dinsel törenlerde, tarih ya da efsane kahramanlarının canlandırıldığı danslarda aramak gerekir.

Songlar (960-1279)

Song sülalesi döneminde, baskı tezgâhlarının yaygınlaşması ve kültür düzeyinin yükselmesi, "notlar" diye adlandırılan iddiasız yeni bir edebiyat türünün doğup gelişmesine olanak tanıdı; bu türde, okurların ansiklopedik merakını gidermek için her türlü konu ele alınıyordu. Temalara ya da çağlara göre sınıflandırılmış ilk büyük ansiklopediler bu dönemde basıldı; ama geçmişin tüm yapıtlarının bu biçimde ortaya konması, yaratıcılığı durdurmadı.

Tanglar (618-907)

Tanglar (618-907)imparatorluğun siyasal bakımdan genişlediği bu görkemli dönem, kültür açısından da büyük bir verimlilik sağladı. Edebiyat alanında, bütün türleri kapsayan bir patlama yaşandı. Yaklaşık 2 300 şairin 50 000 şiir yazdığı bu altın çağda, 5 ya da 7 adımlı düzenli şiir, en mükemmel örneklerini 4 ya da 8 dizeli şiirlerin oluşturduğu zor prozodili şiire üstün geldi.

Hanlar'dan Tanglar'a (İ.Ö. 206-İ.S. 618)

Han dönemi düzyazısı, genel anlamda çin yazı dilinin en seçkin örneği kabul edilir. Yalınlığı, zarafeti ve estetik arayışlardan uzak durmasıyla belirginleşir. Bu dönem düzyazısının en büyük çalışmaları tarihsel yapıtlardır. Bunların en ünlüsü de Sima Çien'in Şicisidir (Tarihsel anılar). Bu, yalnızca çin tarihinin değil başlangıçtan imparator Vudi (İ.Ö. 140-87) dönemine değin tüm Uzakdoğu tarihinin de başlıca kaynağıdır.

İ.Ö. III. yy.'dan önce

Çinliler, çağlar boyunca sayısı (beşten on üçe) değişen bir dizi eğitim kitabına cing ("klasik" ya da "din kurallarına uygun") adını verdi; bu kitaplar önce konfuçiusçu okulda, konfuçiusçuluk resmi öğreti olduktan sonra da imparatorluk okullarında resmi öğretiye temel oldu. Bu klasiklerin bilinmesi, yönetsel görevlere giden yolu açar ve insanlara aydın niteliği kazandırırdı.

Çin edebiyat tarihi

  Çin edebiyat tarihinde, "Kültür devrimi" dönemine kadar iki ana eğilim gözlemlenir. Kimi zaman birinin, kimi zaman da diğerinin egemen olduğu bu iki eğilim, iki varoluş kavramıyla özdeşleşir. Bunlardan biri konfuçiusçu anlayışa (ahlaksal, siyasal, demokratik ve çoğu zaman üslupta yalınlığı öngören sıradan eğilim), diğeri ise taocu anlayışa (estetikçi, daha aristokratik, kaçışa ve saf şiire yönelik bir duyarlığın temsilcisi olan eğilim) bağlanabilir. Ancak, bu iki temel tavrın altında daima derin bir köylü ırkı duygusu yatar: insan toplumunun doğa ile dayanışması. Çin edebiyatının ruhu özellikle tarih ve şiir alanlarında ortaya çıkar. Bilinen en eski metinlerde de bile bu iki türün örnekleri-, ne rastlanır; bunların coşku ve yetenekle işlenmediği hiçbir dönem yoktur. Çin şiir geleneği, 25 yüzyılı aşkın bir süredir halkın tükenmez esin kaynaklarıyla beslenmiştir. Dize klasiğinde yer alan köylü şarkılarından bu yana, halk, şiirin hem kökenini, hem de amacını oluşturur. Daha sonra ortaya çıkan bütün diğer türler, yarı şarkılı, yarı sözlü tiyatro oyunları çoğunlukla şiirlerle iç içe geçmiş romanlar, ritimli nazım öykülerden sahne yapıtlarına dek halk sanatları, aydınlararası kişisel mektuplaşmalar, imparatorluk sınavlarının konuları hep şiirle dolup taşar. Basit çocuk şarkıları, sayışmalar, ince ince işlenmiş dörtlükler, tekerlemelere, eskiçağ taklidi resmi ilahiler, yeni yıl dilekleri, ritimli ve uyaklı şiirsel betimlemeler Çin'de her zaman ve her yerde var olmuştur.

Böyle eviniz olmasını ister miydiniz?

Pekin'deki ev fiyatlarının yükselmesi ev kiralarını da beraberinde yükseltti. Bay Dai çareyi  kamıştan ev yapmada buldu.